
Bu yazımızda, ABD merkezli Northrop Grumman firması tarafından temel olarak istihbarat, keşif ve gözlem operasyonlarını başarıyla tamamlayabilmek için geliştirilmiş, ABD ulusal hava sahalarında uçma izni alan ilk İHA ve aynı zamanda dünyanın en pahalı insansız hava aracı sistemlerinden biri olan RQ-4 Global Hawk üzerinde duracağız.
Öncelikle, RQ-4 kod adındaki “R” harfi ABD savunma bakanlığı tarafından keşif görevinin temel sağlayıcısı olarak belirlenmiş harftir. “Q” harfi uzaktan kontrollü insansız hava sistemleri için kullanılan kısaltmadır. “4” ise kısaca özel seri numarasıdır. Bir başka örnek MQ-9 üzerinden verilebilir. Benzer şekilde “M” çok işlevliliği ifade eder ve “Q” ise yine uzaktan kontrollü insansız hava aracı anlamındadır. “Global Hawk” yani Küresel Şahin unvanı aracın temel avantajına ve işlevine vurgu yapmaktadır. Hem kıtalararası kontrol edilebilmesi hem de yüksek irtifada uzun süre kalıp keskin gözlem yeteneğine sahip olmasıyla hedef bölgelerden gizlilikle istihbarat toplayabilmesi araca bu unvanı kazandırmıştır.
Arka Plan
1990lı yıllarda ABD Hava Kuvvetlerinin insansız hava araçlarının geliştirilmesi fikrine sahipti. İstihbarat toplayabilmek için ACTD (Advanced Concept Technology Demonstration / Türkçesi: Gelişmiş Konseptli Teknoloji Gösterimi) programı kapsamında iki çeşit insansız hava aracı geliştiriyordu. Bunlar RQ-3 Darkstar ve RQ-4 Global Hawk’tı ve ekonomik sebeplerden ötürü sadece Global Hawk projesi üzerinden geliştirmeler yapılmasına karar verildi. DARPA ve hava kuvvetleri tarafından yürütülen program ilk uçuşunu 1998 yılında gerçekleştirdi. 2001 yılının Mart ayında dönemin savunma bakanlığı, Northrop Grumman firması ile Şubat 2003’e kadar aracın ön prototiplerinin (Blok 0) mühendislik geliştirmeleri ve üretiminin tamamlanması için sözleşme imzaladı.Prototip olmayan ilk aracın (Blok 10)üretimi için sözleşme 2003 yılının Ağustos ayında gerçekleşmiş olup 2006 senesinin Haziran ayında teslmatlar tamamlanmıştır. Yıllar boyuna aracın temel olarak RQ-4A ve RQ-4B olmak üzere pek çok farklı varyantı ortaya çıkmıştır ve özellikle Hava Kuvvetleri tarafından 2001 yılından itibaren Afganistan, Kuzey Afrika ve Asya görev bölgelerinde aktif olarak kullanılmıştır.
RQ-4, 2001 yılında ilk defa Kaliforniya’dan Pasifik Okyanusu üzerinden Edinburgh’a duraklamadan gerçekleştirdiği uçuşla döneminde Guinness Dünya Rekorları arasında "insansız bir hava aracı tarafından gerçekleştirilen en uzun uçuş" kategorisinde girdi.
Savaş alanlarının yanı sıra RQ-4 üretilirken aynı zamanda büyük ölçüde yüksek irtifada gelişmiş gözlem kapasitesi sayesinde ülkede doğabilecek bazı doğal afetler konusunda yetkililere bilgi sağlayabileceğine yönelik planlar vardır. Örneğin ülkede ortaya çıkan hortum ve kasırgaların zamanla izleyeceği patikanın bilgisi bu araç sayesinde bildirilebilir. Bunun yanında arama ve kurtarma operasyonları sırasında da kullanılabileceği ön görülüyor.
RQ-4 RangeHawk isimli varyantı, 2022 yılında NASA’nın “Artemis I” adını verdiği bir görevde Orion uzay aracının roketle fırlatılması esnasında yer istasyonunun kapsam alanı dışında kalan alanlarda roketten gelen sinyal ve verileri istasyona aktarma görevini de başarmıştır ki bu durum RQ-4 İHA’sının sadece savaş alanlarında değil, çok çeşitli alanlarda kullanılabileceğinin de bir göstergesi olmaktadır.
Teknik Özellikleri

RQ-4 tarif edilirken “HALE” kısaltma sıfatıyla kullanılır. Bu sıfattaki “HA”; “High Altitude” yani 60.000 ft’lik (18.000 metre) yüksek irtifa kapasitesine, “LE” ise “Long Endurance” yani bu da 34 saatten fazla uçuş süresine vurgu yapar. Maksimum irtifası ve uçuş süresi benzer amaçlara hizmet edebilen ve 15.000 metre maksimum irtifa kapasitesine sahip ve genellikle 24 saat civarında uçuş süresine sahip olan MQ-9 Reaper’a göre oldukça avantajlıdır. MQ-9 karşılaştırması yapmak uygundur çünkü MQ-9 pek çok farklı rol için geliştirilmiş efektif bir araç olmakla birlikte istihbarat görevleri bu rollerden sadece biridir ama RQ-4 temel olarak istihbarat, keşif ve gözlem operasyonları için özelleştirilmiştir. Bu sayede hedef bölgelerdeki gizliliğin oldukça mühim olduğu bu asırda spesifik alanlarda daha yetkin bir konuma gelmiştir. Ancak bu karşılaştırma aradaki büyük maliyet farkından bağımsız olarak yapılmıştır ki RQ-4 birim başına yaklaşık 131 milyon dolarlık bir maliyete sahipken MQ-9 birim başına yaklaşık 64 milyon dolar maliyete sahiptir. maliyetler varyantlara göre farklılık gösterebilir lakin aradaki maliyet farkı her türlü göze alınamayacak kadar küçük değildir.
Alternatiflerine göre tamamen silahsızlandırılmıştır ve elektro-optik, kızılötesi kameralar gibi tamamen gelişmiş sensör ve SIGINT gibi hedef bölgelerdeki radyo, radar ve uydu gibi elektronik sinyallerin algılanmasını,analizini ve izlenmesini sağlayan istihbarat sistemleri ile donatılmıştır. Bu sistemlerin yanı sıra farklı hava şartlarında ve zamanlarında yüksek çözünürlüklü görsel veri ve sinyal alabilmek için SAR (Synthetic Aperture Radar) sistemine, gerçek zamanlıya yakın bir görsel zeka sistemi olan IMINT’e (Imagery Intelligence) ve hareketli hedefleri ayırabilmesi için gelişmiş sensörlere sahiptir.
RQ-4, uzaktan kontrol edilen bir İHA sistemidir ve uçağın içinde herhangi bir insan bulunmamasına karşın istasyonlardaki komuta ekibinde temel olarak 3 kısım bulunur. Bunlar fırlatma ve kurtarma için bir pilot (LRE), görev kontrolü (MCE) için bir pilot ve bu piotların yanında aracın sensörlerinden gelen verilerin kalibrasyonu ve görsel sinyallerin kalitesinin kontrolü gibi görevler için bir sensör operatörü gerekir.
Bu insansız hava aracı sisteminin “küresel” olarak tabir edilmesi ile yaklaşık 12.300 deniz mili (22780 kilometre) yarıçapında bir menzil alanına sahip olmasından kaynaklanıyor. Bu menzil alanı uçağın bir kıtadan kalkıp çeşitli uydu haberleşmeleri kullanılarak başka kıtalardan istihbarat toplanmasına ve elde edilen verilerin başka bir kıtaya gerçek zamanlı olarak aktarılabilmesine olanak sağlamıştır. Ek olarak bu kabiliyetleri Rolls Royce-North American F137-RR-100 turbofan motoruyla gerçekleştirmektedir.
Bu özelliklerinin yanı sıra maliyetinin fazla olmasının bir başka sebebi ise boyutlarıdır. Yaklaşık 14.5 metre uzunluğa, 4.7 metre uzunluğa ve 39.8 metre kanat açıklığına sahip olan bu aracın kütlesi yaklaşık 6781 kilogramdır.
RQ-4 diğer pek çok İHA sisteminde de olduğu gibi otonom özellikler taşır. Bunların başında otonom iniş ve kalkış yapabilme kabiliyeti gelmektedir. Aynı zamanda önceden programlanmış bir rota doğrultusunda kıtalar arası yaptığı seyahatini otonom olarak yapmaktadır.
Çeşitleri:

RQ-4A: İlk üretilen varyanttır. 35 metre kanat açıklığına, 13.4 metre uzunluğa ve 4.6 metre yüksekliğe sahiptir. İlk ürün olduğu için 9500 mil menzile ve 391 mph hıza sahiptir.
RQ-4B: Geliştirilmiş bir varyant olup kanat açıklığı, uzunluğu, yüksekliği ve menzili güncel halini almıştır.
RQ-4D Phoenix: NATO Allience Ground Surveillance(NATO AGS) programına ve NATO’nun kullanımına özel olarak tasarlanmış bir varyanttır. Farklı olarak sahadaki durumun resmini komutanlara sunabilecek gelişmiş sensörler eklenmiştir. Böylece NATO üyeleri arasındaki istihbarat paylaşımı kolaylaştırılmıştır.
RQ-4E Euro Hawk: Almanya için özel olarak tasarlanan ve yeni elektronik keşif sistemleriyle donatılan bir modeldir. Ne var ki Almanya üretilmesi için verdiği siparişi iptal etmiş ve beş tane üretilmek üzere planlanan bu varyantın yalnızca bir tanesi müşteriye ulaşmıştır.
MQ-4C Triton: RQ-4 İHA’sının deniz sahalarında donanma için özelleştirilmiş bir varyantıdır.
Sonuç olarak ABD’nin MQ-9 ile birlikte en önemli insansız hava aracı sistemlerinden biri olan RQ-4, temelde özellikle istihbarat, keşif ve gözlem kategorilerindeki operasyonların en başarılı şekilde tamamlanması için tasarlanmış ve maliyet farkı dışında MQ-9 Reaper’dan silahsız olması yönüyle, irtifa ve seyir süresi yönüyle ayrılmış bir uzaktan kontrollü İHA sistemidir. Doğal olarak yüksek maliyeti sebebilyle stokları da oldukça sınırlı olan bu aracın içerisinde NATO için özelleştirilmiş bir modelinin de bulunduğu pek çok farklı varyantı vardır. Tüm bu özellikleri bu hava aracının sadece savaş alanlarında kullanımı ile sonuçlanmamış, aynı zamanda uzay keşif görevlerine destek, arama-kurtarma görevleri ve doğal afetler konusunda çeşitli verilerin yetkililere iletilmesi gibi pek çok savaş dışı görevlerde kullanılması amaçlanmıştır.
Kaynakça:
Görsel Kaynakçası:
Comments