top of page

SAAB 37 VIGGEN

Bu yazımızda sizlere İsveç’in 1950’li yıllarda geliştirmeye başladığı, ilk uçuşunu 1967 yılında yaptığı ve “Soğuk Savaş” dönemine damgasını vurmuş çok işlevli “Viggen” savaş uçağının hikâyesinden, dönemine göre yarattığı farklardan, genel teknik özelliklerinden ve yeniliklerinden bahsedeceğiz.


ARKA PLAN


Viggen’in isim kökenlerinden birinin destansı, diğerinin de bir o kadar sade bir benzetmeye dayalı olarak iki farklı yorumu vardır. İlk kökün, temelde “yıldırım” anlamına gelen “Åskvigg” kökünden türetildiği görülür. Bu kök “yıldırım taşı” kavramına dayanır. Aynı zamanda İskandinav mitolojisindeki Thor’un çekicinden üretilen yıldırım anlamına da gelir. İkinci kök ise “Püsküllü Ördek” anlamına gelen “Vigg” sözcüğünden türemiştir. Her iki anlamda da bu isimlendirmeler “Viggen” ile benzeşen yönler taşır.

İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına yakın tarihlerde ve uluslararası gerilimin arttığı dönemde İsveç, hava savunmasında dışa bağımlı olmamak için pek çok atılım yapmıştır ve bu atılımların sonucunda 1937 yılında SAAB (Svenska Aeroplan AktieBolaget) adında bir hava savunma firması kurulmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın bitip “Soğuk Savaş” dönemine girildiğinde, hem NATO üyesi olmayıp hem de SSCB’nin yakın komşusu konumunda bir ülke olmasına karşılık tarafsızlık politikasını sürdürebilmek için savunma gücünün artırılması yönüne odaklanılmıştır ve bunun sonucunda hava savunmasının geliştirilmesi için atılımlar yapılmıştır. Bu atılımların en ses getirenlerinden biri şüphesiz Viggen olacaktı.

Viggen, önceki prototiplerin (Saab J35 Draken) yerine geçmesi için, içinde Aarne Lakomaa’nın da bulunduğu bir projede tasarlanan uçak, ilk uçuşunu 1967 yılında gerçekleştirdi ve 1971 yılından itibaren hizmete girdi. Bu dönemin en yetkin uçaklarından biri olarak görülen Viggen, yine bu yıllardan sonra havacılıkta bir idol hâline gelecektir. 30 yılı aşkın üretimi ve kullanımı sonucunda 1990 yılında üretimi durduruldu ve 1994 yılında, tıpkı kendisinin de önceki prototiplerinin yerine geçtiği gibi, Viggen’in de yerine geçecek olan “Gripen” üretiminin başlamasıyla 2005 yılında son Viggen emekli edildi.


ree


GENEL TEKNİK ÖZELLİKLERİ

Temel olarak 16,4 metre uzunluğa, 5,6 metre yüksekliğe ve 10,6 metre kanat açıklığına sahip olan tasarım, aynı zamanda tek motora (Volvo RM8) sahiptir. İlk prototiplerde daha küçük bir motor kullanılıyordu ancak bu durum, düşük irtifada uçağın kontrolünü zorlaştırıyor ve uçağı tehlikeli hâle getiriyordu. JA 37 varyantı ile Volvo RM8 gibi daha büyük bir motora geçilmesi, ilk yıllarda yaşanan bu problemleri büyük ölçüde çözüme kavuşturmuştur.

Delta kanat yapısına sahip olup ana iki kanadının önünde iki tane daha “kanard” bulundurur. Bu kanardlar özellikle “thrust reverser” ile birlikte uçağa kısa kalkış ve iniş kabiliyeti konusunda büyük kuvvet desteği sağlamıştır. Thrust reverser nedir diye sorulacak olursa, uçağın hareket yönüne ters bir kuvvet uygulayan jet motoru denilebilir. Böylece uçağın iniş esnasında hızının azaltılmasında etkendir.

Viggen aynı zamanda havacılıkta kanard kullanımının yaygınlaşmasında önemli mihenk taşlarından biri olmuştur. Kanardlar, uçağın temel iki kanadının önünde bulunan küçük kanatlara denir. Maksimum irtifası 18 kilometre ve menzili 2000 kilometre olan uçak, saatte 2125 kilometre hıza kadar çıkabilmektedir.

Koltuk sayısı her ne kadar gelişim yıllarında tartışılmış olsa da, yardımcı pilotun görevlerinin “entegre devreli uçuş bilgisayarları” ile otomatikleştirilmesi fikri daha ağır basmış ve tek koltuklu üretilmiştir. Aynı zamanda uçak içinde bir bilgisayar ile uçmaktadır. Entegre devre dediğimiz kavram halk arasında “çip” olarak da geçer. Yarı iletken bir malzemeden yapılıp transistörler yardımıyla oluşturulan küçük devre kartlarıdır. Viggen’de ise işlem hızı ve özelleştirilebilme kabiliyeti konusunda kritik bir öneme sahiptir.


ree



YENİLİKLER


Viggen’in dönemine göre yaptığı en büyük yenilik şüphesiz “entegre devre” sistemlerini uçuş bilgisayarlarında kullanan ilk savaş uçağı olmasıydı. Bu sayede hem normalde yardımcı pilotun yapacağı görevler otomatikleştirilmiş ve böylece hassaslaştırılmış oldu, hem de uçağın çeşitli görevler için üretilen varyantlarının optimize edilmesine katkı sağlanmış oldu. Entegre devrelerin kullanımı, böylece dünya havacılık sektörü için de bir mihenk taşı olmuştur.

Viggen’in saldırı ve keşif gibi çeşitli görevler için optimize edilmiş “AJ 37”, “SF 37”, “SH 37” gibi varyantları üretildi. Böylece bahsedilen “çok işlevlilik” sıfatı gerçek anlamda başarılı olmuştur. Farklı görev tipleri için farklı varyantlar optimize edilmesi, dönemine göre önemli denilebilecek yeniliklerden biriydi.

AJ 37, her türlü hava koşulunda görev yapabilmesi için tasarlanmış saldırı tipi varyantıdır. Dönemine göre en gelişmiş özelliklerinden birisi, içerisinde barındırdığı HUD (Head-Up Display) ekranı ve hedef isabetleme konusunda özelleştirilmiş bilgisayarıyla yüksek bombalama isabetidir. Viggen’in klasik modelidir.


JA 37 (Jaktviggen), Viggen ailesinin zorlu şartlarda dahi avcı rolünü üstlenmesi için geliştirilmiş bir modeldir. Avcı rolü, temel olarak düşman hedefleri tespit etme, daha sonrasında takip etme ve en sonunda etkisiz hâle getirmektir. 30 mm Oerlikon topu, Sidewinder ve Rb71 füzeleriyle entegre olarak tasarlanan bu model, aynı zamanda düşman tespiti için gelişmiş bir Doppler radarına ve bu iş için özelleştirilmiş bir uçuş bilgisayarına da sahipti.


SF 37 (Tarangus) ise yine her türlü hava koşulunda, bu sefer keşif görevlerinde kullanabilmek için geliştirilmiş bir Viggen varyantıdır. Uçağın burun bölgesine yerleştirilmiş yedi kamera eklemek vasıtasıyla bu işlevi yerine getirmek amaçlanmıştır.

SF-37
SF-37

SH 37, denizlerde keşif ve saldırı kabiliyetlerine sahip olması için geliştirilmiş, gemisavar ve Sidewinder füzeleri ile donatılmış tek koltuklu bir Viggen modelidir.


SK 37 aslında pilotlara süpersonik ve dönüşüm eğitimi sağlamak için geliştirilmiş bir eğitim modeli olarak geçer ve diğer varyantlardan farklı olarak bir değil, iki koltukludur. Dönüşüm eğitimi, pilotlara eğitimini aldıkları uçak tipinin farklı varyantlarını veya yeni bir uçak çeşidini kullanabilmek için verilen bir eğitim olduğunu söyleyebiliriz. Süpersonik eğitim ise ses hızını aşan uçakların emniyetli bir şekilde kullanılabilmesi için verilen eğitimdir.



Sonuç olarak, döneminin en kabiliyetli ve çağ üstü uçaklarından biri olan Viggen, sadece bir güç olmakla kalmamış, aynı zamanda dünya havacılık sektörüne ilham veren gelişmelere imza atmıştır.


ree


Kaynakça:












GÖRSELLER:







 
 
 

Комментарии


bottom of page