top of page
Hasan Yahya Kuyumcu

Messerschmitt Me 262 “Schwalbe”


“Sanki melekler tarafından uçurulmak gibi” ~Adolf Galland


26 Temmuz 1944 tarihinde, Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin 544. Filosu'ndan Uçuş Teğmeni A. E. Wall, yüksek irtifa keşif görevi için de Havilland Mosquito uçağıyla Münih üzerinde uçuş yapmaktaydı. O dönemde hizmette olan en hızlı uçaklardan biri olan Mosquito, silahsızdı ve yaklaşık 30.000 fit yükseklikte uçuyordu.


de havilland dh98 mosquito


Wall ve navigatörü Teğmen A. S. Lobban, düşman avcılarına yakalanmak konusunda endişeli değillerdi. 1944’te Luftwaffe ciddi bir direniş gösterebilecek gücü olmaması ve Mosquito gibi hızlı bir uçakla bir avcı onları fark etse bile kaçabilecekleri için rahatlardı. Ancak fotoğraflar çekildikten kısa bir süre sonra, Lobban düşman bir uçağın yaklaştığını fark etti. Wall, motorun devrini arttırdı ve daha da hızlanmak için dalışa başladı, 650 km/saate yakın bir hıza ulaşmalarına rağmen,ki bu zamanın piston motorlu avcıları için oldukça yüksek bir hızdı, bu kaçmaları için yeterli olmadı. Düşman uçağı tespit için yanlarından geçip gittikten sonra bir saldırı manevrası yaparak üzerlerine ateş açtı. İngiliz pilotlar Mosquito’nun üstün manevra kabiliyetini kullanarak kaçmaya çalıştılar. Çok defa düşmekten ucuz kurtulduktan sonra, bulutlara girerek izlerini kaybettirmeyi başardılar. Ancak hasarlı uçakla kendi hava üslerine dönemediler ve Müttefik kontrolündeki İtalya’ya acil iniş yaptılar.


Wall ve Lobban’ın o gün karşılaştığı uçak, Luftwaffe’nin yeni silahı, savaş bitene kadar göklerde Müttefik pilotlarına korku salmaya devam edecekti. Bu uçak hizmete alınan ilk jet avcı uçağı olan Messerschmitt Me 262 'ydi.


Messerschmitt Me 262, 900 km/saat gibi çıkabildiği yüksek hızlar ve taşıdığı ağır silah gücü sayesinde hava savaşlarında eşsiz ve erişilemez bir üstünlüğe sahipti. Nazi Almanyası’nda jet motorlu uçakların gelişimi savaşın hemen öncesinde başlamıştı. Ancak ilk uçuşunu 1939’un ağustosunda yapan he 178’in hava kuvvetleri hizmetine girmesi için geliştirilmesi gereken çok şey vardı.


Heinkel he 178


He 178 başarılı bir uçuş yapmış olsa da Wehrmacht’taki herkes bunun iyi bir fikir olduğu kanaatinde değildi. Luftwaffe komutanı olan Hermann Goering gibi üst düzey bazı yetkililer jetler için zaman ve para harcamanın saçmalık olduğunu, bunun yerine mevcut pervaneli-pistonlu avcıların gelişimine kaynak harcanması gerektiğini düşünmekteydiler. Buna benzer engellerle aynı dönemlerde İngiltere’de jet motoru üzerine çalışmakta olan Frank Whittle da karşılaşmıştı. Bu gibi sebepler ve uçak ve motorunun tasarımındaki zorluklar sebebiyle 262’nin ilk uçuşunu yapabilmek için 1942’yi beklemesi gerekti.


Uçak için motor geliştirmekte olan iki şirket bulunmaktaydı. BMW,0003 modeliyle; Junkers de Jumo 004 modelli eksenel turbojet motorlarıyla yarışmaktaydı. Motorların geliştirme ve üretim sürecindeki temel sorunlardan biri yüksek sıcaklığa yeterli süre dayanabilecek yüksek erime noktasına sahip bir alaşımın bulunamamasıydı. Ayrıca motorların ağırlığından ötürü başta düşünüldüğü gibi kanat içinde değil de kanat altında taşınması gerekmiş, ağırlık merkesi değişiminden ötürü de kanatlar geriye açılı olarak güncellenmişti.



jumo 004



jumo 004 içi ve 262’nin kokpiti


Hitler uçağın bir bombardıman uçağı olmasını istiyordu. “İntikam Silahı” serisinin (Vergeltunswaffe - Meşhur V-1 ve V-2 bu serinin ilk silahlarıydı) yeni bir üyesi olarak yüksek hızlı ve yüksek irtifadan uçan bir bombardıman uçağı istiyordu. Ancak Luftwaffe bu uçağı Almanya üzerinde artan müttefik bombardıman baskısına bir çözüm olacak yüksek hızlı bir avcı olarak kurguluyordu.


1941’de BMW motorlarıyla yapılan ve motor arızasıyla sonuçlanan bir testten sonra Me 262, 1942 yılında Jumo 004’ler ile ilk jet motorlu uçuşunu yaptı. Testler ise jetlerin gerçek potansiyelini bir adım daha öne çıkarmıştı. Test pilotları çok etkilendikleri bu uçaktan övgüyle bahsetmişlerdi.




Ancak uzun seneler ve farklı iterasyonlardan sonra 1942’de ancak ilk uçuşunu yapabilen 262’nin seri üretimi için iki sene daha gerekecekti. Ayrıca Müttefik bombardıman filolarının üretim tesisleri ve askeri tesisleri hedef alan operasyonları 262’nin de dahil olduğu birçok ürünün üretimini zorlaştırıyordu. Üretim sorununu çözebilmek amacıyla porselen üretiminde kullanılan Kahla yakınlarındaki Wallpesberg tepesindeki bir tuz madenindeki tüneller genişletilerek bir yeraltı üretim tesisi kuruldu. Bu tesisin inşası toplama kamplarından gelen işçi gücü ve çalışma şartları sebebiyle daha sonraları da tartışmalara sebep olacaktı. Bu inşaattan sorumlu olan ve direk Göring’e bağlı çalışan Fritz Sauckel, Nuremberg mahkemelerinde işlediği savaş suçları sebebiyle idam edilmişti. “Reimahg” isimli bu tesiste başlangıçta farklı askeri projeler için üretimler yapıldıysa da tesis faaliyetleri ana olarak 262 üretiminden oluşmaktaydı. Tesiste üretilen uçaklar üstündeki pistten havalanarak konuşlandırılacakları hava üslerine gitmekteydiler.


İngilizler tarafından havadan fotoğraflanan wallpesberg tepesi. Tepenin üstündeki pistteki siyah noktalar ise 262’ler.



montaj hattındaki uçaklar


me 262’nin burnunda radar antenleri olan gece avcısı versiyonu


Hizmete alınan 262’ler ile kurulan Jagdverband 44 veya Jagdgeschwader 7 gibi birimlerle bombardıman filolarına saldırılar düzenlendi. Saldırı usulü uçaklar önce taşıdıkları 24 adet R4M roketleriyle formasyonu dağıttıktan sonra savunmasız kalan bombardıman uçaklarını taşıdıkları 4 adet 30mm otomatik top ile avlamak üzerineydi. Ek olarak yüksek hız avantajlarını kullanarak P51 gibi avcılardan kaçınabilmekteydiler. Bu filolar 4’e 1 gibi yüksek sayılabilecek bir öldürme oranına sahipti. Karşılaştıkları ilk dönemlerde müttefik güçleri jet filolarına karşı pek bir başarı sağlayamasa da zamanla espiyonajın da faydasıyla jetlerin zayıf yanlarını keşfettiler. Pervaneli uçakların daha iyi manevra kabiliyeti sayesinde vurulmaktan kaçınabiliyorlardı. Me 262’nin ise kalkış esnasında ivmelenme ve tırmanma performansının düşük olduğunu öğrenen müttefik pilotları jetleri üstlerine kadar takip edip yerdeyken veya iniş kalkış esnasında saldırmaktaydı.


Bir mustang’ın silah kamerasından görülen; vurulup, düşen bir me 262



Politik ve teknik sebepler nedeniyle geliştirme ve üretim sürecinde sıkıntılar yaşanan Me 262, zamanının ötesindeki bir çok silah projesi gibi Almanya’yı kurtarmak için çok geç kalmış ve yeterli miktarda üretilememiştir. Otomatik topları ve 24 adet roketi ile bombardıman filolarına hasar verebilse de bu başarılar savaşın geneline yayılamamış, kısıtlı zaferler olarak kalmıştır. Savaştan sonra bir süre daha Çekoslovakya’da üretimine devam edilmiş, Müttefik ülkeler tarafından detaylıca incelenmiş ve test edilmiş, gelecekte geliştirilecek jet uçakları için veri toplanmış ve tecrübe kazanılmıştır. Amerikan F-86 ve Sovyet MiG-15 gibi uçaklarda da geriye açılı kanat kullanılmıştır.


kaynaklar ve resimler:














64 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

J-20

Commentaires


bottom of page